BANKA HAVALESİ/EFT İLE GÖNDERİLEN BORCUN HUKUKİ DURUMU


Sosyal yaşamımızda kimi zaman elden borç vermekte kimi zaman banka üzerinden borç para göndermekteyiz. Nitekim teknoloji sayesinde artık kolayca para transferleri yapabilmekte borç gönderip, hesaba banka aracılığı ile havale/eft ile para gönderebilmekteyiz. Ancak banka hesabına gönderilen borç paranın “dekontu” olduğu için mutlaka geri alabileceğiniz anlamına gelir mi?

Yargıtay içtihatlarına göre; “banka havalesinin bir ödeme vasıtası olduğu ve var olan bir borcun ödendiğini gösterdiği” ifade edilmiştir. Bu karara örnek vermek gerekirse; borç olarak bir miktar para gönderdiniz ve banka dekontuna da herhangi bir açıklamada yazmadınız, anlaşılır bir açıklama yazmadınız veya borç gönderdiğiniz kişi ile aranızda herhangi bir yazılı anlaşma da bulunmuyor ise bu banka havalesi Yargıtay’a göre aslında siz para gönderdiğiniz kişiye daha önceden var olan borcunuzu ödediniz demektir. Bu nedenle de, borç para gönderirken öncelikle her ne şekilde olursa olsun bir yazılı bir kayıt tutulmasında fayda bulunmaktadır. Nitekim bu yazılı belgenin ayrı bir anlaşma ile yazılması mümkün olduğu gibi banka dekontunun açıklamasına da yazılması ispat kolaylığı sağlayacaktır. Aksi halde borç ödemesi olarak değerlendirilebilecek ve paranın iadesini talep etmeniz imkânsız hale gelebilecektir.

Bu konuyu kanun kapsamında değerlendirecek olursak; borç olarak para göndermiş olmanız halinde eğer bu paranın geri ödenmesini istiyor iseniz 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 379 ve devamı maddelerine göre geri istemeniz gerekecektir. Burada önemli bir husus Türk Borçlar Kanunu’nun 392. Maddesine göre “ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir” demektedir. Bu hususa ilişkin bir örnek vermek gerekirse; borç para gönderdiğinizde; borç verilen paraya ilişkin “… tarihinde geri ödenecektir” ya da “bildirimden itibaren ...gün/ay geri ödenecektir” veya “borcun geri istendiği tarihte ödenecektir” vb. gibi bir anlaşma yapmadıysanız, öncelikle borç verdiğiniz tarafa borç verilen paranın geri ödenmesini istediğinize dair bir bildirimde bulunmanız ve altı haftalık bir süre tanımanız gerekmektedir. Bu bildirimin şekline ilişkin bir zorunluluk bulunmamakla birlikte yazılı olarak yapılması, örneğin noter vasıtasıyla yapılması sonraki aşamalarda ispat kolaylığı sağlayacaktır.

Bir diğer önemli husus ise borç para gönderdiniz aradan da uzunca bir zaman geçti faizini isteyebilecek misiniz? Burada da yine Türk Borçlar Kanunu’nun 388. Maddesinde “Ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz istenemez. Ticari tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda, eğer söz konusu borç parayı ticari bir faaliyet ve ticari bir iş kapsamında göndermediyseniz ve borç gönderdiğiniz kişi ile aranızda faize ilişkin bir anlaşma yoksa faiz istemeniz de mümkün olmayacaktır.

Netice olarak, gönderilen paranın borç olarak gönderildiğini gösteren ispat kolaylığı açısından yazılı bir belgenin bulunması, borcun ne zaman geri ödeneceğine ilişkin bir kayıt bulunması veya dava açmadan önce karşı tarafa paranın geri ödenmesi için bildirimde bulunulması ve eğer bir ödeme tarihi de belirlenmemişse altı haftalık bir süre tanınması gerekmekte ayrıca eğer ticari olmayan bir borç gönderimi söz konusu ise faiz istenebilmesi için faize ilişkin de bir anlaşma yapılmış olması gerekmektedir.